Başarılı geçen blogger etkinlikleri sonrasında markaların dikkatleri bu etkinlik türüne çevrildi. Önceleri kurumsal iletişimcilerin dikkatlerinden kaçan bu yayıncı türü artık markalar tarafından önemli bir partner olarak görülüyor. Her sektörün öncü markaları blogger etkinlikleri düzenledikçe ilgili markanın rakipleri ve sektör liderini takip eden orta ölçekli şirketler de blogger etkinliklerine ilgi duymaya başladı. İletişim içerisinde olduğumuz markalardan veya marka çalışanlarından “bir blogger etkinliği düzenlemek istiyoruz” cümlesine sıklıkla duymaya başladık. Bir çok marka bu tip bir organizasyon düzenlemek istiyor fakat nasıl yapılacağı konusunda oturmuş konsensüs olmadığından çoğu etkinlik projesi daha başlamadan iletişim planı dışında kalıyor. Peki bu neden oluyor?
Bu yazı, sektörümüzdeki blogger ekosisteminin eksikleri nelerdir, geliştirilmesi için neler yapılmalıdır, markaların blogger etkinliklerine bakışı ve blogger rehberlerine olan ihtiyacımız gibi içeriklere sahip bir yazı dizisinin ilk yazısıdır. Sonraki yazılarda değerli blogger dostlarımdan da kendi deneyimleri çerçevesinde bilgiler alarak diziyi devam ettireceğim. Destek ricası ve faydalı olması dilekleriyle…
Blogger kavramı AB ve ABD’da ülkemize oranla çok daha net anlaşılmış bir durumda. Gelir modeli oluşturulması, ilişki yönetimi, ulaşılabilirlik, yayın standardı gibi en temel konularda standartlar oluştuğundan, bloggerlar ile yapılacak iş birliğinin kapsamı da bir tartışma konusu olmaktan çok uzak. Bu nedenle süreç olarak organize bir blogger etkinliği düzenlemek oldukça kolay. Kolaylığı nedeniyle de sıklıkla tercih edilen bu iletişim yöntemi, etkinlik düzenleme tecrübesini de markalara kazandırmış durumda.
Ne yazık ki ülkemizde henüz blogger etkinliği süreci tam olarak oturmuş değil. Herhangi bir marka bir blogger etkinliği düzenlemek istediğinde karşılaşacağı en temel problemler için bile kabul görmüş bir süreç bulunmadığından, markalar blogger etkinliklerine mesafeli yaklaşıyor. Bu belirsizliğin ortadan kaldırılmasına küçükte olsa bir katkı sunabilmek amacıyla; bir marka blogger etkinliği düzenlemek istediğinde karşı karşıya kaldığı soruları/sorunları özetlemeye çalışacağım.
Etkinlik Sabah mı Akşam mı Olmalı?
İlk ve en gerçekçi sorun gerçekten etkinlik gün ve saatidir. Yöneticiler ajandalarına göre hareket ettiklerinden genellikle gündüz yapılan etkinliklere daha sıcak bakmaktadır. Bu da blogger etkinliği düzenlemek isteyen kurumsal iletişim biriminin işini zorlaştırmaktadır. Bu işin kurum boyutu, bir de işin blogger boyutu bulunuyor.
Ülkemizde blog yazarlığından geçimini temin edebilecek düzeyde kazanç elde etmek açıkçası çok da mümkün görünmüyor. Bu da günün istediğiniz bir saatinde davet edebileceğiniz, tek işi blog yazmak olan bir kitlenin oluşmasının önündeki en büyük engel. Blog yazarlarımızın kabaca bir profilini çıkartmak istersek; önemli bir kısmının 9/6 mesaisi olan, 25-35 yaş aralığında, yazmayı ve içerik üretmeyi seven kişiler olduğunu görebiliriz. Bu nedenle bloggerlar için akşam saatleri daha uygun görünmektedir. Akşam yapılan blogger etkinliklerine daha fazla katılım sağlanabilmektedir.
Etkinlik Nerede Düzenlenmeli?
İstanbul şartlarında yer konusu da etkinliğin verimli geçmesi açısından oldukça önemli. Genellikle şirket merkezlerine yakın mekanlarda planlanan etkinlikler, eğer şirket merkezi kolay ulaşımı olan bir lokasyonda bulunmuyorsa sıkıntılı geçmektedir. Etkinliğe katılması planlanan katılımcı sayısı ile gerçekleşen katılımcı sayısı arasındaki farkın en aza indirilmesi için etkinliğin kolay ulaşıma sahip bir lokasyonda gerçekleştirilmesi faydalı olmaktadır. Zira blog yazmaya gönül veren bir blogger kendi takipçilerini bilgilendirmek için mümkün olduğu kadar bu tip etkinliklere katılmayı, daha fazla özgün içerik üretmeyi ve kendi ilişki ağını da genişletmeyi istemektedir. Katılımın kolaylaştırılması adına etkinlik, merkezi bir lokasyonda gerçekleştirilmelidir.
Oturma Düzeni Nasıl Olmalı?
Basın toplantılarından gelen genel alışkanlık yöneticinin hitap ettiği, katılımcıların dinlediği konferans salonu oturum şekildir. Bu düzen basın toplantısı için doğru olmakla birlikte resmiyetin sadece nezaket ölçüsünde tutulduğu, samimi bir bilgi paylaşımı etkinliği için doğru bir oturuş düzeni değildir. Etkileşimi üst düzeye taşıyacak, paylaşımların zenginleştirdiği bir sohbet ortamının yaratılması için en doğru oturma düzeni yuvarlak masa toplantı düzenidir. Fakat bir çok etkinlik mekanında ne yazık ki bu oturma düzenine uygun salon ve ekipman bulunmamaktadır.
İkinci alternatif ise U şeklindeki oturum düzenidir. Bu iki oturum düzeninde de katılımcı ve marka ekibinin birbirine mümkün olan en yakın mesafede durması sağlanabilmekte, karşılıklı fikir alışverişi için oldukça verimli bir ortam yaratılabilmektedir. Aksi halde blogger etkinliği şeklinde amaçlanan etkinlik, bir basın toplantısına dönüşmektedir.
Beden dili metinlerinde oturma şekillerine önemli anlamlar yüklendiğini görmekteyiz. Dikdörtgen masa otoriteyi ve uzun süreli bir hitabı çağrıştırırken, kare masa kısa süreli hitabı ve otoriteyi çağrıştırdığı kabul edilir. Yuvarlak masada ise otorite algısı azalırken, eşitlik ve ortak değer algısı güç kazanır. Herkesin birbirine eşit mesafede oturduğu, birbirine doğrudan hitap edebildiği yuvarlak masa oturma düzeninin aile ortamını çağrıştırdığı kabul edilir.
Tarihte de bu eşitliğe dair önemli örnekler de vardır. Kral Arthur’un bir eşitlik simgesi olarak en değer verdiği şövalyeleriyle yuvarlak masa etrafında toplandığı anlatılır ve bu şövalyelere de Yuvarlak Masa Şövalyeleri denirdi. Kendi kültürümüzden bir örnek de Karlofça Antlaşması verilebilir. Osmanlı heyetinin talebi üzerine, eşit düzeyde bir görüşme olması için barış müzakereleri ilk defa yuvarlak masa etrafında yapılmış ve diplomasi tarihine yeni bir kavram kazandırılmıştır.
Eğer etkinliği yuvarlak masa toplantısı şeklinde gerçekleştirme imkanınız bulunmuyorsa; katılımcıların arasına soruları cevaplayabilecek, paylaşılan geri bildirimleri not edebilecek ajans ve marka temsilcilerinin de oturması iletişim sorununu en aza indirecektir.
Blogger Davet Kriterleri Nasıl Belirlenmeli?
Davet edilecek kitlenin bütçe ile sınırlı olduğu durumlarda önem kazanan bu madde, bütçe sınırının olmadığı etkinliklerde de planlı bir iletişim için de önemlidir. Davetin kriterlerinin büyük ölçüde belirleyicisi; etkinliği düzenleyecek markanın etkinlikten beklentileridir. Yaygın bir bilinirlik için geniş katılım, fikir alışverişi için ise kısıtlı katılım tercih edilmektedir. Bu tip bilgiler ışığında markaya özel bir davet kriteri oluşturulabilir, biz genel bir blogger etkinliğinin davet kriterleri nasıl olmalı bunu üzerinde duralım.
- Tüm bloggerları aynı kritere göre değerlendirin
- Bir blogger için Alexa sıralamasını baz alırken, bir diğer blogger için Moz değerini baz almayın. Bir sıralama yapacaksanız mutlaka listenizdeki tüm davetlileri aynı metrik üzerinden değerlendirin. Bu hem blogger etkinliğinin başarıyla sonuçlanması için hem de adil bir ekosistem yaratılması için oldukça önemlidir.
- Özgül ağırlık önemli bir kriterdir, Alexa sıralaması iyi olmasa bile sektörel farkındalığı yüksek olan bloggerları ayrı değerlendirin. Niş konularda yayın yapan bloggerların ziyaretçi sayıları, popüler konularda yayın yapanlar kadar fazla olmayacaktır, bu iki kategorinin bloggerlarını karşılaştırırken bu bilgi atlamayın.
- Karar verirken bloggerların sosyal medyadaki takipçi sayılarının yanı sıra, hesap etkinliği/etkileşim oranını da mutlaka göz önünde bulundurun.
Etkinlik İçeriği Nasıl Belirlenmeli?
Blogger etkinliklerinin en önemli kazanımı; bloggerlardan edinilen fikirler ve onların son kullanıcılardan aldıkları samimi geri bildirimlerdir. Ağırlıklı olarak bu tip etkinlikler yoğun içerik sunmaktan ziyade geri bildirim almak ve iletişim geliştirmek için yapılmalıdır. Markanın geri bildirim almak istediği konu hakkında sunacağı içerik ise sadece etkinliğin çerçevesini çizen, mümkün olduğu kadar anlaşılır ve özetin özeti şeklinde olmalıdır. Zira basın bültenlerinde yer alan kurumsal girizgahlar ve kotasyon girdapları bu tip bir etkinliğin ruhuna uymamaktadır. Metinlerin bu bölümleri basın bültenleri için bürokratik bir gereklilik olsa bile samimi bir paylaşım ortamı olan blogger etkinlikleri için dikkat kaybından öte bir şey değildir.
Bir blogger etkinliği düzenlemek ve etkinliğin hem marka hem de bloggerlar açısından verimli geçmesini sağlamak için en temelde dikkat edilmesi gereken konuları özetlemeye çalıştım. Hem bloggerların hem de bu etkinlikleri düzenleyen ajansların “blogger etkinliği” diye nitelediğimiz iletişim türünün zenginleştirilmesi için deneyimlerini paylaşmaları, ABD ve AB ülkelerinde olduğu gibi standart bir prosedürü el ele tesis etmeleri gerekmektedir.