“Yalan haber” kavramı ve örnekleri üzerine 4 yazıdan oluşan bir dizi hazırlamıştım. Yalan Haberin Psikolojik ve Kuramsal Temeli: Uykucu Etkisi başlıklı yazı ile seriyi tamamlamayı düşünüyordum, fakat ülke gündemi o kadar yoğun ki sanırım bu diziyi bitirmeye imkan bulamayacağım. Zira ülkemizde gerçekleşen her toplumsal olayda mutlaka ve mutlaka en az 3 adet büyük yalan habere imza atılıyor. Artık bu sistematik bir hale geldi de diyebiliriz. Tesadüf mü, asla! İlk yazımızda ne demiştik?
Kesin olan nokta; eğer ortada bir yalan haber varsa mutlaka ortada bir de amacın bulunduğudur. “Kasıtsız yalan” ne teoride ne de pratikte mümkün değildir. Algı yaratma, olan algıyı güçlendirme, var olan algıyı zayıflatma, algıyı çarpıtma gibi amaçlarla yalan habere başvurulmaktadır.
Toplumsal hassasiyetlerin arttığı dönemlerde tam anlamıyla bir yalan çarkı işletilmeye başlıyor. Yalan haber ya ülkemizde üretilip Batı basınında manşetlere taşınıyor ya da Batı basınında üretilerek ülkemizde dolaşıma çıkıyor. Kitlesel hareketliliğin arttığı dönemlerde yalan haber sayısındaki artışın çok önemli bir nedeni bulunmaktadır: Günlük hayatınızda asla itibar etmeyeceğiniz bir habere, kitlesel kalkışma veya kitle psikolojisi altında sahip çıkabilirsiniz. Çünkü kitle insanı düşünme melekesini kesinlikle rafa kaldırmaktadır, kitleye duygu hakimdir. (Test edildi, onaylandı, tanka çıplak elle saldırmanın, karşısında durmanın mantıkla açıklanacak hiç bir yanı olmadığı konusunda hemfikiriz, iyi ki de böyle.)
15 Temmuz akşamından itibaren çalışan yalan haber makinesi neyi amaçlıyordu. Bunu daha iyi anlayabilmek için darbe sürecinde çıkan haberlerin birkaçına bakalım…
Yalan 1: Boğaz Köprüsü’nde Bir Asker Boğazı Kesilerek Öldürüldü
Haber, darbe sürecinde en fazla itibar edilen yalan haberdi. Gazetelerden haber sitelerine, televizyonlardan siyasetçilere kadar oldukça geniş bir kitle tarafından sahiplenildi. Sosyal medyada tam anlamıyla bir izdihama neden oldu, sözlük sitelerinde ilgili başlıklar saatler içerisinde yüzlerce yorum aldı ve eminim hiç biri bir an olsun “acaba bu haber doğru mudur?” diye düşünmedi. Peki niye?
Bir önceki paragrafta da bahsettiğimiz gibi kitle hareketleri başladığında akıl ne yazık ki rafa kalkıyor. Haberi ilk gördüğümde ben de “kesinlikle yapılmamıştır” diyemedim, zira tanklardan sivillerin üzerine hem otomatik silahlarla, hem tank topuyla hem de uçaksavarlarla ateş açıldığını yüreğimiz yanarak seyretmiştik. Bu ateşten kurtulan ve arkadaşları katledilen bir kitlenin her zaman sakin kalmasını bekleyemezsiniz. Bu nedenle haberin doğruluğunu araştırmaya başladım. Haberin bir çok kaynak tarafından yalanlandığını görüyordum fakat yalanın ateşi yanmıştı bir kere…
Yalan haberin görselinde 2 önemli öğe bulunuyordu. İlki cihatçı olduğu iddia edilen sakallı direnişçiler, ikincisi ise kanlar içerisinde kalan Türk askeriydi. Yapılmak istenen çağrışım için her şey muhteşemdi: DAEŞ, Türk askerinin kafasını kesti!
Yalan Haberin Amacı
Hemen belirteyim: Türkiye’yi DAEŞ ile ilişkilendirmek! Demokratik tercihlerini canı pahasına korumaya çalışan halkı, baş kesme videoları ile markalaşmış bir terör örgütü olan DAEŞ ile ilişkilendirdiğinizde kitlesel hareketin meşruiyetini sorgulanır hale getirebilirsiniz. Ayrıca kafa kesmek insanlık tarihi boyunca kabul edilen en şiddetli cezalandırma yöntemidir. Mesajın gücü, eylemdeki şiddetin büyüklüğünden gelmektedir. (Frances Larson’un “Halka açık kafa kesimlerinin milyonlarca kere izlenmesinin sebebi” isimli TED Talks videosunu izlemenizi öneriyorum.)
Yalan haberdeki tali amaçlar ise halkın yaptığı işe olan inancını baltalamak, meydanlarda olan insanların motivasyonunu yok etmek ve hepsinden önemlisi karşıt kitle yaratmaktı.
İlk anda bu üç amacın hemen hemen hepsine ulaşıldı. Hemen karşıt kitle oluştu, yalan habere ait görseller sosyal medya sitelerinden haber sitelerine taşındı, oradan da televizyon ekranlarına, siyasetçilerin bu haberi birbirlerine iletmeleri çok uzun bir zaman almadı. Haberi sosyal medyadan takip eden direnişçi kitlesinin içerisinden de bu durum sahiplenilmedi. Tepki gösterenler, askeri korumaya çalışan siviller ve kitleye engel olmaya çalışan polisler dikkat çekiyordu.
Gerçek 1: Yalan Habere Konu Olan Asker Yaşıyor
Yalan haberde askerin kafasını kestiği belirtilen sakallı kişi oyuncu Ali Nuri Türkoğlu idi. Kaderin bir cilvesi olarak spekülasyon, kimliği oldukça kolay bir şekilde ortaya çıkartılabilecek biri üzerinden üretildi. Oyuncu da bir çok kanala ve haber sitesine bilgi vererek direnişe katılan halkın üzerinde oluşan sis bulutunun dağılmasına önemli katkı sundu.
Yalanın ikinci ayağı ise başı kesilen asker üzerine kurulmuştu. Fakat yine yalancının mumu yatsıya kadar yanmadı, resimdeki askerin başının kesilmediği, Avcılar’da yaşadığı ve 2014 yılında terhis olduğu ortaya çıktı.
Baş kesme olayındaki yedek fail ise Çorumlu esnaf Ahmet Kadı. Konuyla hiç bir alakası olmamasına rağmen tüm kişisel bilgileri olayın faili olarak internete dökülen Kadı, İHA‘na açıklama yapmak durumunda kaldı.
Yalan 2: Erdoğan Almanya’dan Sığınma Talep Etti
ABD’nin istihbarat servislerinin bir uzantısı olarak çalışan kuruluş, darbenin gerçekleştiği akşam MSNBC’ye dayandırarak “Turkey: President Reportedly Seeking Asylum In Germany” başlıklı bir duyuru yayınladı. Duyurunun yalan olduğunu sanırım ispata ihtiyaç yok. İşin ilginci yine aynı kuruluş Cumhurbaşkanı’nın Dalaman’dan kalkan uçağının İstanbul’a doğru ilerlediğini radar izleriyle beraber vermesiydi. Cumhurbaşkanı’nın hem Almanya’ya sığınıp hem de İstanbul’a doğru uçabiliyor olmasına getirdikleri izahı hala merak etmiyor değilim.
Duyuru da henüz yayından kaldırılmış değil. Ayrıca Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği, NBC televizyonundan resmi olarak özür talebinde bulundu.
Yalan Haberin Amacı
Darbe haberini ilk alan vatandaşlardan başlayarak ülkenin tamamında darbe haberi çok büyük bir infiale neden oldu. İnsanlar hem kendi tercihlerini korumak hem de Cumhurbaşkanı’nı karşılamak için sokaklara döküldü. Böylesi bir ortamda kalabalığın motivasyonunu yok edecek en önemli haber, uğruna sokaklara çıkılan kişinin destekçilerini arkada bırakıp başka bir ülkeye kaçmasıdır. İlgili haberin tam olarak bu amaca hizmet etmek üzere yayıldığını düşünüyorum.
Gerçek 2: Cumhurbaşkanı Kaçmamış, Doğrudan İstanbul’a İniş Yapmıştı
Bu haberin insanların motivasyonunu ve yaptıklara işe olan inancını yok etmek için yapıldığını, haberin ve olayların saatlerinden rahatlıkla anlayabiliriz. İlgili haber Stratfor’un, Twitter hesabından paylaşıldığı sırada saat 00:43’ü gösteriyordu. (ülkemizde bu haberi 00:46 giren haber siteleri de bulunuyor) Cumhurbaşkanı ise Dalaman’dan saat 01:43’te uçağa binmiş, İstanbul Atatürk Havalimanı’na 03.18’de inmişti. Arada 2 saat 35 dakikalık bir süre bulunuyor. Bu süre zarfında direnen vatandaşların motivasyonu kırılmış olsaydı, yalan haber amacına ulaşmış olacaktı.
Toplumsal dalgalanmaların yaşandığı her dönemi artık o dönemde çıkan yalan haberlerle ifade edebiliyoruz. 15 Temmuz Darbesi Yalanları’nın en tehlikeli olanlarını paylaştık. Bundan sonrakiler görsellerle yaratılmaya çalışan ikinci sınıf yalan haber niteliği taşımaktadır. Çok az bile olsa dikkate sahip herkesin bir bakışta anlayabileceği basitlikte yalanlar içermektedir.
Kaynaklar
- http://gununyalanlari.com/yalan/519-bir-yalanin-hikayesi-askerin-kafasini-kestiler
- http://listelist.com/15-temmuz-darbe-yalan-haber/
- http://www.hurriyet.com.tr/basi-kesildi-denilen-asker-avcilarda-yasiyor-40151607
- http://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/basi-kesilen-asker-haberine-yalanlama-ve-o-haberin-hikayesi-1319809/
- http://www.mynet.com/haber/guncel/15-temmuz-2016-darbe-girisiminden-sonra-cikan-yalan-haberler-2543378-1
- http://www.yeniakit.com.tr/haber/askerin-bogazini-kestiler-haberleri-ellerinde-patladi-194670.html
- http://www.ahaber.com.tr/galeri/turkiye/feto-lideri-haini-once-astilar-sonra-yaktilar
- http://www.haber7.com/foto-galeri/39660-darbe-girisimi-sonrasi-ortaya-cikan-yalan-haberler/p1