Öncelikle kulağımı çınlatmamanız için belirtmek isterim ki bu yazı spoiler içermektedir. Eğer diziyi izlemediyseniz atın Fav’a bekleyin.
Homeland 6.sezonu izledim, eğer dizinin önceki bölümlerini seyretmemiş olsanız bile bu sezonu seyretmenizi tavsiye ederim. Showtime koca bir sezonu adeta kriz iletişimi, medya manipülasyonu ve iletişim yönetimi dersi olarak tasarlamış.
Bu nedenle diziyi iki kez seyrettim. İlk bölümlerden itibaren iletişim adına o kadar çok ders çıkartılması gereken sahne vardı ki; not almaktan dizinin keyfine çıkartamıyordum. Ben de ilk turda diziyi akışına bıraktım, ikinci turda ise diziyi notlar çıkartarak izlemeye devam ettim.
Homeland, ABD’nin istihbarat servislerinden de beslenen oldukça ilginç bir dizi. Orta Doğu’da geçen bölümlerde bunu sık sık görüyorduk fakat dizide işaret edilen ABD-İran yakınlaşmasını gerçek hayatta da gördükten sonra diziye daha fazla dikkat kesildiğimi söyleyebilirim. Hatta o günlerde bununla ilgili bir paylaşımda da bulunmuştum.
6.sezonda da yeni seçilen bir ABD başkanının, işleyişinden memnun olmadığı istihbarat servislerine bir düzen getirme çabalarını ve Başkan’a yardım etmeye çabalayan uzlaşmacı istihbaratçıları görebiliyoruz.
Hali hazırda da yeni seçilmiş bir ABD Başkanı, değişmek üzere olan devlet politikaları ve bilek güreşi yapan devlet kurumları olduğunu sıklıkla haberlerde görebiliyoruz. Bu nedenle büyük bir merakla diziyi seyrettim.
Dizide medya kullanılarak kişilerin ve kurumların hiçbir suçları yokken nasıl tüm olumsuzlukların tek kaynağı olarak gösterebileceğine dair ders niteliğinde örnekler bulunuyor. Herhangi bir üniversitede halkla ilişkiler derslerine girsem kesinlikle her öğrenciye Homeland 6.sezonu ödev olarak verirdim.
Bir Manipülasyon Aracı Olarak Medya
Medyanın insanları manipüle ettiği, insanlardan kitleler oluşturduğu, kitleleri de kendi emelleri yönünde eylemlere sevk ettiği konusundan dünyada onlarca örnek bulunuyor. Fakat bu gerçekliği, açıkçası bu zaafı kabul etmeme konusunda direnen bir kamuoyu bulunuyor, manipülatörler ise kendilerine alan açılmasından oldukça memnunlar ve işlerini rahatlıkla icra ediyorlar. Zira kimse kandırıldığı ve kullanılmış olabileceği ihtimalini kabul etmek istemiyor. Bununla ilgili muhteşem bir psikolojik test de bulunuyor.
Yapılan bir çalışmada, güzel bir bayan mankenin yer aldığı yeni bir araba reklamını gören erkekler arabayı, reklamı mankensiz gören erkeklere oranla daha hızlı, daha etkileyici, daha pahalı görünüşlü ve daha iyi dizayn edilmiş olarak değerlendirmişlerdir. Anca daha sonra sorulduğunda erkekler, mankenin düşüncelerini etkilediğini reddetmişlerdir. (Smith & Engel, 1968) | İknanın Psikolojisi
Birbirimizi kandırmayalım, medyadan etkileniyoruz, işaret ettiği yere bakıyor, yap dediğini yapıyor, düşünmemizi istediği şekilde düşünüyoruz. Onun bize aktardığı değil, yarattığı doğruları kabul ediyor ve manipülasyona her zaman açık bir şekilde yaşıyoruz. Annesinin getirdiği yemi bekleyen kuşların ağzını açtığı gibi medyanın bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu söylemesini bekliyoruz. Çünkü gelen herhangi bir bilgiyi mantık silsilesinden geçirerek değerlendirmek ve adil bir karar vermek gerçekten çok zahmetli bir iş, hele ki aldığımız haber ideolojik yaklaşımımızla da uyumluysa…
1.Bölüm: Karalamak İstediğin Kişinin / Kurumun Zayıf Yönlerini Tespit Et
ABD seçimler yeni tamamlanmış ve sandıktan, oğlu Irak savaşında öldürülmüş bir anne Başkan olarak çıkmıştır. Göreve geldiğinde ABD ordusunu savaş alanından çekmeyi düşünür fakat bu fikir CIA ve Pentagon’un hoşuna gitmez. Başkan, İran’a karşı uzlaşmacı bir yaklaşım sergiler, ülkeyi savaş kıskacından uzak tutmak ister, bu durum CIA’in şahin kanadını iyiden iyiye rahatsız eder. Hemen bir bombalama eylemi tasarlar, bu işi üzerine yıkabilmek için de uyumsuz bir profil sergileyen Müslüman siyahi bir genç seçilir.
4.Bölüm: Arka Planda Basına Dayanaksız Bilgi Sızdır
Başkan’ın, CIA’in şiddet temelli politikalarına karşı direnç göstereceği artık netleşmiştir, istihbarat servislerinden ilk hamle medya üzerinden gelir. Başkanın basın toplantısından hemen önce CIA tarafından verilen bilgilerle bir haber hazırlanır, maksat basın toplantısı öncesi başkanı hazırlıksız yakalamaktır: “CIA’deki kaynaklara göre istihbarat memurları arasında seçilmiş başkan Keane’in İran’ın nükleer anlaşmayı ihlal etmesi hakkındaki uyarıları kasıtla umursamaması hakkında büyüyen bir endişe var. Aynı kaynaklar Bayan Keane’in konu hakkındaki gizli bilgilendirmelerden sonra bile şüpheli terörizm destekçilerine karşı daha ılımlı yaklaşmaya kararlı olduğunu söylüyor.”
Haber o kadar profesyonelce ve şeytanidir ki, bir paragrafta üç ölümcül ithamda bulunur. İran’ın nükleer anlaşmayı ihlal ettiğini, Başkan’ın teröristlere karşı ılımlı davrandığını daha da kötüsü bilgilendirildikten sonra da teröristlere ılımlı davranmaya devam ettiğini belirtirler. Ne kadar şeytani değil mi?
CIA’in daha ikna edici olması için bir kaosun zamanı gelmiştir. 1.bölümde ayartılan ve harika bir suçlu profiline dönüştürülen siyahi Müslüman gencin arabasına bomba yerleştirilir ve trafikte seyrederken patlatılır. Şehrin göbeğinde bomba patlamış ve insanlar ölmüştür, Başkanın baskıcı politikalara direnme şansı günden güne azalacaktır.
5.Bölüm: Bombayı Patlat, Medya ile Kaosu Yönet
Bombanın hemen ardından CIA’in fonladığı basın kuruluşları eleştiriye başlar: “Yumuşak politikalar ABD’yi savunmasız hale getirdi, böyle Başkan olmaz, ABD’yi zayıflattı… “ Kaos bir kez yaratılmıştır, ikinci saldırı tehlikesine karşın zorunlu güvenlik prosedürleri uygulanır ve CIA, Başkan’ı izole eder. Koruma bahanesiyle iletişim imkanlarından mahrum kalacağı güvenli bir eve taşınır. Yardımcıları ile de iletişim kesilir ve tüm bu kaçış operasyonu kamera ile kayıt edilir. Video tahmin ettiğiniz gibi CIA tarafından fonlanan medya kuruluşlarına gönderilir. “Ülkesini korumaktansa kaçmayı tercih eden başkan” profili yaratmak için video milyonlarca kişiye ulaştırılır. Televizyon programlarında emekli generaller konuk edilir ve durum yorumlatılır, yeni başkanın itibari yerle bir edilir, baskıcı tedbirleri içeren Vatandaşlık Yasası’nı desteklemeye zorlanır.
6.Bölüm: Medyayı Çağır, Ortalarına At
Başkan etrafındaki kuşatmadan kurtulur ve şehre geri döner, fakat bunun sessiz sedasız olmasına izin verilmeyecektir. Başkanın çalışma ofisinin önüne gazeteciler yığılır ve mümkün olduğu kadar zor durumda bırakmaya çalışılır. Cevap beklenmedik şekildedir, Başkan baskıcı politikalara geri dönmeyeceğini açıklar. Kampanyasında hiç dile getirmediği Irak’ta ölen oğlunu ilk kez basın önünde dile getirir. Bu atağı da karşılamış gibi görünmektedir.
7.Bölüm: Kutsalı Değersizleştir, Saygıyı Bertaraf Et
Başkan televizyon programlarına konuk olur. Sık sık Irak’ta ölen oğlu hakkında sorularla karşılaşır. Başkan açıkça savaş karşıtı olduğunu ifade etmektedir ve konuştukça halkın saygısının artacağını bilen CIA yeni bir karşı saldırı hazırlamaya yönelir. Çünkü bir kahramanın annesiyle tartışılamayacağını çok iyi bilmektedir.
8.Bölüm: İddianı Slogana Dönüştür
Irak’ta ülkesi için canını feda eden bir askerin annesi pozisyonu Başkan’a aşılmaz bir toplumsal zırh sağlamaktadır. CIA’in, Başkan’ı algıda al aşağı edebilmesi için öncelikle bu zırhı parçalaması gerekmektedir.
Devreye yine CIA’in fonladığı basın kuruluşları girer. Bir program yapılır, konuklarsa Başkan’ın oğlunun Irak’taki silah arkadaşlarıdır. Eski askerler para ile satın alınır ve komutanlarını kötülemeleri istenir. Parayı alan askerler Başkan’ın oğlunun cephede sadece madalya almak için gezindiğini, askerleri hiç umursamadığını ve hatta savaşırken değil kaçarken sırtından vurulduğunu iddia ederler. Bu iddiayı destekleyen video da bir askerin kask kamerasıyla çekilmiştir. Görüntü harika bir şekilde montajlanır, çatışma anında Başkan’ın oğlunun bir grup askere “önümden çekil” diye bağırdığı ve koşarak ilerlediği görülür. 5.bölümde yaratılan; tehlike gördüğünde kaçan Başkan algısı, saldırıdan kaçan oğul algısıyla desteklenir ve Başkan’a karşı atılacak slogan belirlenir: Korkaklık Aile Yadigarı. Tüm algı bunun üzerine kurulmuştur.
10.Bölüm: Kriz Her Zaman Sessiz Kalmayı Gerektirmez
Kriz anları genellikle geçiştirilmeye çalışılan anlardır ve bu nedenle sorun daha fazla derinleşir. Başkan’ın ekibi ilk anda ortaya çıkan bu krizi geçiştirmeyi önerse de Başkan, duygusal davranarak cevap vermek istediğini açıklar, bir basın toplantısı düzenlenmesi talimatını verir.
11.Bölüm: CIA Medya Üzerinden İç Karışıklık Yaratmada Oldukça Tecrübelidir
Basın toplantısında, ortaya atılan bu montaj videonun kendi yönetimini hedef aldığını ifade eden Başkan yüzleşme ister. Çağrıya karşılık CIA’in fonladığı basın kuruluşundan gelir, Başkan’ı canlı bir programa davet ederler. Program öncesinde CIA’in uzlaşmacı yüzü Saul Berenson, Başkan’a kulaklara küpe yapılacak bir nasihat çeker.
“Başkanın itibarını zedelemek için tasarlanmış bir karalama kampanyası var. Bugünden itibaren de insanlar sokakta. Buraya gelirken protestocuların arasından geçmek zorunda kaldım. Bu size tanıdık geliyor mu? Bana geliyor. Nikaragua’da, Kongo’da, Şili’de ve bir düzine farklı yerde yaptık bunu. Ta 1950’lerde İran’a kadar gidiyor. Seçilmiş rejim için bu işin sonu iyi bitmez.”
Başkan programı katılır ve CIA’in fonladığı basın kuruluşunu ve sunucuyu yaylım ateşine tutar. Sunucu milyonlarca kişinin sosyal medyada videoyu izlediğini ve yorum yaptığını belirtir. Başkan bu resti yemez, zira bu yorumların neredeyse hiç biri gerçek değildir, CIA tarafından organize edilen bir sosyal medya takımı robot yazılımlar kullanarak paylaşımlara yaratmak istediği algı yönünde yorumlar yapar. Yorumları yapan kişiler ise asla yaşamamıştır, isimler sahte, profiller ise tamamen hayalidir. Bu merkezin tek amacı sosyal medyada robot yazılımlarla sahte bir toplumsal hareketlenme yaratarak ana akım medyanın da gündemini belirlemek ve sokağı hareketlendirmektir. (Bir yerlerden tanıdık geldi mi?)
12.Bölüm: Medyanın En Son Yapacağı Şey Sadece Doğruları Aktarmaktır
Uzlaşmacı istihbarat elemanlarının da yardımıyla şahin kanadın hükumeti ele geçirme çabaları engellenir, suçlular hapse atılır fakat fonlanan medya organları görevini yerine getirme konusunda oldukça sadıktırlar. Yayıncılar bir anayasal krizin ortaya çıktığı ve işin yavaş yavaş bir iç savaşa dönüşebileceği algısını oluşturmaya çalışırlar.
Diziyi izledikten sonra Saul Berenson’ın sözleri aklımda yankılandı: “Bu olanlar bana çok tanıdık geliyor.”
ABD’nin medya marifetiyle iç karışıklık çıkartıp sonra istila ettiği nice ülke bulunuyor, en bilinenlerden biri de sırf United Fruit’in menfaatleri için istila edilen Guatemala’dır. ( Muz Cumhuriyeti ve PR’ın Kirli Yüzü Bernays ) Bu örnekten hareketle son günlerde Batı medyasında yaşanan dalgalanmaları anlamak bir hayli kolaylaşıyor olsa gerek.
Merhaba RIDVAN homeland 6. sezon için paylaştığın yazıyı beğenerek okudum. dizinin ilk 5 sezonunu izledim fakat 6. sezonu internette bulamadın. dizinin 6. sezonuna hangi siteden ulaşabilirim.yardımcı olursan çok teşekkür ederim