İnsan Beyni Hakkında Ufuk Açan 14 Bilgi

insan beyni hakkinda ufuk acan bilgier

Görüntüleme tekniklerinin gelişmesi beynimiz hakkında yıllardır süregelen gizemlerin ve şehir efsanelerinin de sonunu getirdi. Beynimizin işlevlerinin tam olarak keşfedildiğini söylemek için henüz çok erken fakat nörologlardan ve bilimsel yayınlardan öğrendiğimiz kadarıyla artık beynimizin işlevsel haritası önemli ölçüde çıkartıldı. Ve bilim bu harita üzerinden çıkarsamalar yapabilir duruma geldi.

Beynimiz hakkında sahip olduğumuz bilgilerin artışını yazılan kitap sayısının artışıyla da gözlemleyebiliriz. Yabancı bilim adamlarının yanı sıra Türk bilim adamları da bu konuda oldukça nitelikli eserler üretti. Bu eserlerden derlediğim en çarpıcı bilgileri İnsan Beyni Hakkında Ufuk Açan 14 Bilgi yazısında topladım.

1-Her daim ergeniz.

Çok değil yalnızca birkaç on yıl önce, beyin gelişiminin çocukluk döneminin sonunda büyük ölçüde tamamlanmış olduğu düşünülmekteydi. Şimdi biliyoruz ki, insan beynindeki yapım süreci yaklaşık yirmi beş yaşın sonuna kadar sürer.

2-Gençlikte kontrolsüz güç olmamızın tek nedeni beynimizin gelişmemesi.

Dürtü kontrolünde önemli rol oynayan “dorsolateral prefrontal korteks” en geç gelişen alanlardan biri olup, 20 li yılların başına kadar yetişkinlerdeki düzeyine ulaşamaz.

3-Tipten 6 ay verdiğimiz insanların ipini yine beynimiz çekiyor.

Beyin devrelerimizin yaşamımızın her anında, yüz ifadelerinin sunduğu son derece belli belirsiz ipuçlarından yola çıkarak başkalarının duygularını çözümler.

4-Ağlayan birini görünce üzülmemizin nedeni empati yeteneğimizde.

Acı içindeki birini izlemek ile acıyı hissetmek, aynı nöral mekanizmadan yararlanır. Empatinin temeli de budur. Bunun nedeni ise yansıma (mirroring) adı verilen bir olgudur ve yine bu nedenle filmlerden etkileniriz.

5-Beynimiz pasif durumdayken daha kolay öğrenir.

Araştırmalar beynimizin bir şeyi aktif olarak “öğrenme”nin aynı şeyi örtülü biçimde “edinmek”ten  daha güçlü bir hafıza kaydı oluşturacağını söylemekteydi. Gerçekte bunun tam tersinin doğru olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle arka planda duyduğumuz bir reklam, aktif olarak izlediğimiz reklamdan daha fazla bizi etkilemektedir. Aktif öğrenmede sırasında verilen mesajlar sıklıkla bilinç engeline takılmaktadır. Pasif öğrenmede bilinç aktif olmadığından mesaj değerlendirilmeden kaydedilebilmektedir.

6-Olumsuzluklar daha fazla dikkatimizi çeker ve akılda kalıcıdır.

Psikolojik araştırmalar şok edici olayların daha yüksek hatırlamaya yol açtığını, korku dolu yüzlerin algıyı artırdığını ve kızgın yüzlerin mutlu yüzlerden daha fazla dikkat çektiğini ortaya koymaktadır (Chiristiansen 1992;Hansen&Hansen 1994;Phelps ve ark. 2005). Ancak bunun gibi olumsuz duygular kamu reklamları dışında pek fazla karşımıza çıkmaz. Marka reklamları genellikle yalnızca olumlu duygusal içerik kullanır.

7-Beynimiz en kestirme yoldan bir karar varmak için kurgulanmıştır.

Kendimiz için doğru davranışa karar vermek için başkalarının davranışlarını baz alırız, özellikle de bu kişilerin bize benzediğini düşünüyorsak.

8-Beynimiz verilerin gerçekliğini sorgulamadan duygularımızı hareket geçirir.

İnanılmasa bile söylenen güzel sözler insanlar üzerinde pozitif etki yaratmaktadır ve hatta gerçeği kadar etkili olmaktadır. Güzel bir kadına iltifatta bulunduğunuz beyninde gerçekleşen faaliyetlerle, çok da güzel olmayan bir kadına iltifatta bulunduğunuzda beyninde gerçekleşen faaliyetler aynıdır. Güzel olmadığını bilse bile.

9-İnsan yarım beyinle de fonksiyon kabı yaşamadan hayatına devam edebilir.

Beynin ön ya da arka yarısı çıkarılan bir kişinin yaşamasını bekleyemezsiniz. Ama sol ve sağ yarımlar, birbirinin birer kopyası gibidir. Birini alsanız bile öbürü nasılsa oradadır; üstelik işlevleri de pek değişmemiş olarak.

10-Kadınlar bebeklerinin beyin gelişimine faydalı olduğu için çok konuşur.

Bir bebek etrafıyla ne kadar çok iletişim kurarsa beyninin o derece geliştiğini ve aksine, iletişim sorunları olduğunda bu gelişimin gerilediğini biliyoruz. Belki de anneler bunu içgüdüsel olarak bildikleri için, babalardan farklı olarak bebekle en çok yaptıkları iş konuşmaktır. Çünkü anne bebekle konuştukça, bebeğin beyninde her saniye milyonlarca yeni veri yolu ve bağlantı oluşur.

11-Ergen çatışması sağlıklı kişilik oluşumu için kaçınılmazdır.

Ergenlik çağlarında sıklıkla yaşanan aile bireyleriyle çatışma dönemi, kişiliğin sağlıklı oluşabilmesi için gerekli bir dönemdir. Bu dönemde duygusal, zihinsel, bireysel ve toplumsal sınırlar test edilir; testlerin sonuçlarına göre beyindeki devreler, ömür boyu içinde kalabilecekleri sınırlara sahip ahlaki ve bilişsel dünya inşa etmekle meşguldür.

12-Beyin gözlerden gelen iletilerin arasındaki boşlukları kendi doldurur.

Evlerimizde yanan ampullerin aslında saniyede 40-50 kez yanıp söndüğünü biliyoruz fakat bu, gözümüz ve beynimiz için o kadar hızlıdır ki bu ışığı kesintisiz ve sürekli bir aydınlık olarak algılarız.

13-Aşk gerçekten akıl ve hatta beyin tutulmasıdır.

Aşık insanların beyinleri üzerinde yapılan görüntüleme çalışmalarının ortaya koyduğu en ilginç sonuçlardan biri, beynin ön (frontal) bölgelerinde yer alan ‘’akıl yürütme’’ ve ‘’planlama’’ ile ilişkili bölgelerde izlenebilen baskılanma.  Aşık bir beyinde, akılcı ve eleştirel düşünmeyle ilgili ön beyin bölgeleri daha büyük oranda devreden çıkmakta.

14-Beynimizin %10’unu mu kullanıyoruz?

Bu çok büyük bir hurafe. Gerçekte, beyninizin tümünü her gün kullanırsınız. Beynin asla kullanılmayan büyük parçaları olsaydı, bunların zarar görmesi de fark edilebilir sonuçlara yol açmazdı. Ama durum asla böyle değil. Ayrıca beyin etkinliklerinin ölçülmesine imkan tanıyan işlevsel görüntüleme yöntemleri, bize basit işlerin bile bütün beyni etkileiştirmek için yeterli olduğunu göstermiştir.

Kaynaklar

  1. Beyin Senin Hikayen – David Eagleman
  2. İknanın Psikolojisi – Robert Cialdini
  3. Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler – Prof.Dr. Sinan Cana
  4. Tutum, Tutum Değişimi ve İkna – Dr. H. Andaç Demirtaş Madran
  5. Bilinçaltımdaki Reklamlar – Robert Heath
  6. Incognito: Beynin Gizli Hayatı – David Eagleman
  7. Değişen Beynim – Prof.Dr. Sinan Canan
  8. Beyninize Hoş Geldiniz – Sandra Aamodt – Sam Wang

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

14 − 11 =