Dikkat spoiler!
Netflix’in Brezilya yapımı dizisi Omniscient geçtiğimiz günlerde akış ekranıma düştü. Listeye ekledim ve Secret City dizisinin ardından hemen Omniscient’e başladım. Genellikle bir diziyi izlemeye başlamadan önce başkalarının yorumlarını okumamayı tercih ediyorum. Zira etki altında kalıp izlemeyi bırakabiliyor veya fazlaca olumlu yaklaşabiliyorsunuz.
Dizi izledikten sonra yorumlara kısaca bir göz gezdirdim. Genellikle beğenilmeyen, 3+ düzeyinde bir beğeni puanına sahip olan dizinin anlaşılmadığını veya teknoloji konusu ile çok da ilgili olmayanların hışmına maruz kaldığını düşünüyorum.
Dizi yapay zeka, robotik ve bu teknolojilerin geleceğin dünyasına ne gibi etkiler üreteceği konusunda akıl yürütenlerin büyük bir keyifle izleyeceği, tabiri caizse kafa açan bir dizi.
Diziye adını veren Omniscient, her şeyi bilen anlamına geliyor, dizi içerisinde Omni Sistem olarak tercüme edilmiş haklı olarak.
Omniscient, kamu güvenliğinin insanlardan alınarak yapay zeka, drone ve süper bilgisayarlara verildiği distopik bir şehri anlatıyor. Yani her şeyinizi bilen bir süper bilgisayarın şehrine tanıklık ediyorsunuz. Dizinin geçtiği hayali şehirde (bir iki sahnede Sao Paulo dediler) tüm güvenlik hizmetleri belediye tarafından özel bir şirkete teslim edilmiş. 300 bine yakın memur emekli edilmiş ve tüm şehir bilgisayar sisteminin emrinde olan ve sadece 300 insandan oluşan bir memur ekibine emanet. Zira şehir merkezinde bulunan her insanın üzerinde uçan bir mikro drone bulunuyor. Bu güvenlik çemberini ve dronerları kabul etmeyenler kişiler şehrin gettolarında yaşamaya devam ediyor. Bu drone 7/24 üzerinizde uçarak yaptığınız her şeyi bir ana bilgisayara gönderiyor. Sistem insanları anlık izlediği için gerçek zamanlı duygu durumu analizi yapıyor. Suç işleyen insanlar anında tespit edilip cezalandırılıyor.
Sistem, mahremiyet beklentisi nedeniyle droneların çektiği görüntülere insanların erişimi bulunmayacak şekilde tasarlanmış. Görüntülere sadece yapay zeka destekli bir süper bilgisayar erişebiliyor. Droneların görmediği bir olay suç olarak kabul edilmiyor ve sistemin güvenilirliğine gölge düşürmemesi için ört bas ediliyor.
Dizinin konusu da tam olarak bu açmazdan hareketle kurgulanmış. Sistemin geliştirilmesinde önemli bir rolü bulunan, başrol oyuncusu Nina Peixoto’nun (Carla Salle) babası, üzerinde gezen drone arız durumuna düşmüşken öldürülür. Dronelar suç anına ilişkin görüntüyü ana bilgisayara aktarmadığı gerçeğinin bilinmesini Omniscient’i geliştiren kurum ve belediye yönetimi istemez. Zira Omniscient’in kusursuz bir adalet dağıtıcısı olarak pazarlamışlardır. Sistemin bir cinayeti tespit edememesi felaket ile sonuçlanacak bir dizi olayı tetikleyeceğinden bu durum ört pas edilir.
Ta ki Nina bu gerçeği ortaya çıkarmak için sistemle savaşana kadar…
Yapay Zeka ve Adalet
Dizi, yapay zeka ve robotik sistemlerin insanların her anını takip etse bile kusursuz bir adaletin mümkün olmadığını göstermesi açısından önemli. Yapım, adalet sisteminin zaafları olduğunu ve insan faktörü işin içerisinde oldukça istismarın her zaman ihtimal dahilinde olduğunu vurgulayan düşüncenin aksine, kusursuz bir makine sisteminin de adalet dağıtmada insanlardan daha iyi bir başarım oranına sahip olamayacağına işaret ediyor. Zira sistemin yöneticileri sistemin kusurlarını kendi lehlerinde kullanabilir veya böylesi bir yapay zekayı da istismar edebilir.
Yapay zeka yakın gelecekte diğer tüm alanlarda olduğu gibi karar vericilerin en büyük yardımcı olacaktır. Hali hazır bir çok şirket, müşterilerine en iyi teklifi sunmak için yapay zekadan yararlanıyor, söz konusu hukuk olduğunda da hakimlere ve savcılara benzer davaları otomatik olarak listeleyerek, belki de yorum da yaparak yardımcı olacak. Fakat bu durumda da davanın nesnelliği geçmiş davaların istatistiki karar ağırlığından etkilenecek mi sorusu zihinlerde can bulacak.
Bu gibi konulara ilginiz varsa, keyifle izleyeceğiniz bir yapım olacak…