X

Sosyal Medyada Hashtag Kirliliği ve Kurumsal Hashtag

Sosyal medyanın bilgi havuzu olan hashtag ilk olarak Twitter ile hayatımıza girdi. İşlevselliği nedeniyle de Instagram, Facebook, Google+ gibi sosyal medya servisleri tarafından da örnek alındı. Bu durum sosyal medya servisleri arasındaki aynılaşmanın ilk adımıydı ve bu süreç son dönemde iyiden iyiye hız kazandı.

Çoklu resim yayınlamaya imkan sağlayan Facebook’un ardından Twitter da tek bir gönderide birden fazla resim gönderme özelliğini kullanıcılarına sundu. Mobil cihazlardan canlı yayın konusunda çığır açan Periscope, Twitter tarafından satın alınmıştı, şimdi ise tahtını Facebook’a kaptırma tehdidiyle karşı karşıya. Halihazırda ABD’de yaşayan iPhone kullanıcılarının deneyimlediği Facebook’tan canlı yayın özelliği, önümüzdeki hafta yine ABD’de yaşayan Android kullanıcılarına da açılacak. Sonrasında ise globalde tüm kullanıcılar bu özelliği kullanabilecek.

Bu özelliklere ek olarak sosyal medya devlerinin birbirlerinden örnek alarak geliştirdiği onlarca özelliği sıralayabiliriz. Fakat rahatlıkla ortak kullanılan özellikler arasından en önemlisi hashtag diyebiliriz.

Sosyal medyada kullanılan hashtagin mucidi şimdilerde Uber’de mesai harcayan Chris Messina’dır. İlk hashtag ise #barcamp ‘dir ve 23 Ağustos 2007 tarihinde paylaşılmıştır.

Sosyal medyada içeriğin ev adresi olarak da niteleyebileceğimiz hashtagler, herhangi bir konuda farkındalık yaratırken eşsiz seçenekler sunmaktadır. Diziler fanlarıyla, siyasi partiler destekçileriyle, firmalar müşterileriyle, kamu kuruluşları ise hedef kitleleriyle doğrudan iletişime geçmek için hastag kullanmakta ve kitleleri bir ortak paydada birleştirmektedir.

Hashtag, kuşkusuz sosyal medyayı demokratikleştiren en önemli özelliklerden biridir, zira herhangi bir hashtage içerik girmek için herhangi bir yetkilendirme gerekmemektedir. Gördüğünüz herhangi bir hashtagde yer almak için paylaşımınızın içerisine #ilgiliEtiketi eklemeniz yeterli olmaktadır. Katılım konusundaki bu serbestlik aynı zamanda hasgtaglerde bir kaosa da neden olmaktadır. Özellikle dijital pazarlama adı altında yapılan paylaşım korsanlığı bu özelliği kullanılamaz hale getirmektedir.

Facebook belki de hashtaglerin en işlevsiz olduğu servis, bu nedenle de karmaşadan çok fazla etkilenmemektedir. Fakat Instagram ve Twitter için aynı şeyi söylemek pek de mümkün değil.

Instagram’daki Hashtag Çöplüğü

Muhtemelen Instagram olmasaydı akıllı telefonlardaki kameralarımız şimdiki kadar yüksek kalitede fotoğraflar çekemeyecekti. Mobil fotoğrafçılığı ve bu ekosistemin en önemli geliştiricisi olan Instagram da hashtag çöplüğünden kendini kurtarabilmiş değil. Örneğin yurtdışındasınız ve vatan hasretiyle yanıp kavruluyorsunuz. Bu hasreti biraz olsun dindirmek için #istanbul fotoğraflarına göz gezdirmek istediniz. (Şu anki halinin ekran görüntüsüdür)

Ne “Başlıca Gönderiler” ne de “En Yeniler” hasretinizi dindirecek içeriği barındırmıyor değil mi? 18 resimden sadece 4’ü İstanbul ile alakalı (yani resimlerin %22,2’si), merak ettim ve denedim acaba bu oran diğer anahtar kelimeler için ne durumda?

Denizli için denediğinizde durum daha bir içler acısı… 18 resimden sadece 1 tanesi Denizli ile alakalı, o resimde de anlı şanlı Denizli Horozu bulunuyor. Konuyla ilgili görsel oranı sadece %5.5

Antalya için aynı oran %0, Bodrum için %5.55 … Böylesi bir hashtag havuzunda nasıl nitelikli, hedefli pazarlama yapılabilir sorusunu sormadan edemiyorum. Sesimin ulaştığı tüm sosyal medya kullanıcılarına seslenmek istiyorum, lütfen ördek dudaklarınızı, yediğiniz yemeği, bindiğiniz arabayı, taradığınız saçlarınızı, derin degajenizi konuyla ilgili hashtaglerde paylaşın, paylaşın ki hashtaglere gerçekten ihtiyaç duyan insanlar bu seçeneği yeterince verimli kullanabilsin.

Çare; Özelleştirilmiş Kurumsal Hashtag

Muhtemelen en kesin çözüm yetkilendirme süreçlerinin olduğu bir hashtag servisinin sunulması. Her ne kadar sosyal medyanın özgürlüğüne gölge düşürecek olsa da gerçekten pazarlama/bilgilendirme yapılabilecek temiz hashtagler için elzem gibi görünüyor. Sanırım daha uygar bir yapı için biraz özgürlüklerden fedakarlık etmek gerekiyor (bkz.İsyan Pazarlanıyor: Freud’a göre, uygarlık esas olarak özgürlüğün antitezidir. Kültür insan içgüdülerinin kontrol altına alınması üzerine inşa edilir.)

Çok mu uç bir görüş bilemiyorum fakat ilerleyen dönemlerde gelir kaybı nedeniyle sosyal medya servisleri bu seçeneği değerlendirmeye alabilirler. Zira anlı şanlı Twitter’ın bile mali açıdan çok da başarılı bir grafik çizmediğini biliyoruz. Kurumsal WhatsApp, Kurumsal BİP gibi servislerden sonra bir de bakmışsınız kurumsal hashtagler de duyurulmuş…

mridvan:
Related Post