M.Ö 131 yılında, Roma döneminde yayınlanan ve ilk resmi gazete olarak kabul edilen Acta Diurna’dan günümüzde dijital ortamda yayınlanan gazetelere kadar kitle iletişim araçları zaman içerisinde sürekli gelişmeye devam etti. Toprak tablet, metal tablet, papirüs, kağıt, ipek derken Johannes Gutenberg’in matbaayı icat etmesiyle hız kazanan serüven teknolojik gelişmelerin ardından günümüzdeki araç çeşitliliğine kavuşmuştur.
Tüm bu değişim sürecinden sonra günümüz medya araçları arasında bir değerlendirme yaptığımızda yeni medya, geleneksel medyayı yok edecek diyebiliyor muyuz? Tarihin tozlu sayfalarında bir yolculuk yaparak buna hep beraber karar verelim.
Dünyadan örnekler ve Türkiye
Konunun alevlenmesinin en önemli nedeni dünyaca ünlü medya kuruluşlarının, basılı yayınlarını durdurmaları ve tamamen dijital dünyaya yönelmeleridir. Durumu daha da netleştirmek için bu sürece kısaca bir göz atmakta yarar var.
Dünyaca ünlü Newsweek dergisi Aralık 2012 itibariyle basılı yayınlarını durdurdu. İsveç’te 1645’ten beri yayınlanan dünyanın en eski gazetesi Postoch Inrikes Tidningar, 1 Ocak 2007 itibariyle basılı yayıncılığı bırakıp tamamen online yayına döndü. The Washington Times, New York Times gazeteleri geleceği ön görüp 1995 yılında online haberciliğe başladı. Avrupa basınında daHerald Tribune ve Daily Mirror gazeteleri aynı yıl yeni medyada yerini aldı. Ülkemizde de en son Radikal Gazetesi basılı sürümünü kapatarak tamamen online haberciliğe devam edeceğini ilan etti.
Türkiye’de online medyaya ilk adım dünyayla eşzamanlı olarak atıldı. 1995 yılında Aktüel, Leman, Zaman, 1996 yılında Milliyet, 1997 yılında ise Hürriyet ve Sabah gazetelerinin online maceraları yayın hayatına başladı.
Basılı gazetenin geleceği
Future Exploration Network adlı düşünce kuruluşu dünyada yayınlanan basılı gazetelerin ömürleri hakkında hazırladığı raporda ilginç sonuçlar ortaya koydu. Kuruluşun yayınladığı “Future of Media” adlı rapora göre gazetelerin öngörülen son yayın tarihleri ülkelere göre farklılık arz ediyor.
ABD’de 2017, İngiltere’de 2019, Almanya’da 2030, Bulgaristan, Şili ve Uruguay’da 2035, Rusya ve Türkiye’de ise 2036 yılında basılı gazetelerin ömrünü tamamlayacağı öngörülüyor. 2040 yılına gelindiğinde ise basılı yayınların ekonomik ömrünün son bulacağı tahminine yer verilmiş.
Raporun ikinci bölümünde ise öngörüler temellendirilmeye çalışılmış. Basılı gazetelerin ömrünü tamamlamasındaki en önemli faktörün mali nedenler ve teknolojik gelişmeler olduğunu görüyoruz. Bu tespit medya sektöründe de yaygın olarak kabul gören bir saptama.
Mobil cihazların ve internet bağlantısının yaygınlığı, ekonomik gelişmeler, endüstrideki yapısal değişimler, ülke demografilerinde yaşanan değişiklikler, hükümetlerin duruşu ve tüketici davranışları geleneksel gazetenin ömrünü tehdit eden başlıca negatif etkenler olarak sıralanabilir.
Basılı medyanın sırtındaki maliyet ve karlılık baskısı, yeni medya için daha tolere edilebilir bir düzeydedir. Peki maliyet baskısı basılı medyanın sonu mu olacak? Kişisel görüşüm kesinlikle hayır!
Toplumca kabul edilip itibar gören, kökleşmiş ve klasikleşmiş medya araçları ve anlayışı yeni medya ile derinden sarsıldı. Yeni medya öncesi geleneksel medya ile yeni medya sonrası geleneksel medya arasında bile büyük farklılıklar bulunuyor. Fakat adı itibariyle “geleneksel” sıfatını taşıyor olması kendisinden sonra gelenin, kendisini tedavülden kaldıramadığının bir ispatı olarak karşımızda duruyor. Bu bakış açısıyla değerlendirdiğimizde bir form değişikliğine uğramış olsa bile yeni medya öncesi medya araçlarının önemini koruduğunu görebiliriz. Yaygın kanı ise geleneksel medyanın daha yüksek bir itibara, yeni medya yayınlarının ise daha geniş bir kabule ve yayılıma sahip olduğudur.
Kişisel fikrim yeni medyanın, geleneksel medya için bir ekonomik anlamda tehditten çok, önemli bir fırsat olduğudur. Zira medya her ne kadar toplumsal bir görev ifa ediyor olsa da, bu göreve devam edebilmek için ekonomik gerçekleri de göğüsleyebilecek bir mali yapı oluşturmalıdır. Ağırlıklı olarak maliyet eksenli yaşanan sıkıntıların sonucunda medya, yaşayabilmek için teknolojinin de sunduğu uygun ortamı değerlendirmiş ve online mecralara kayış başlamıştır. Bu eksende değerlendirildiğinde medyanın, konjonktürel maliyet kıskacından kurtulmasının yegâne yolu da yeni medya araçları gibi görünüyor.
Sonuç olarak sayıları azalsa da yazılı gazetelerin tamamıyla tedavülden kalkacağı fikri açıkçası bana uzak geliyor. Kesin olan şey ise bu süreçte yayın hayatına devam edebilen gazetelerin itibarının tavan yapacağıdır.