Yüz tanıma teknolojileri söz konusu olduğunda aklıma ilk Person of Interest dizisi geliyor. İzlemeyenler için (büyük hata yapıyorsunuz bir an önce izleyin derim) kısaca özetlemek gerekirse; şehri gözetleyen güvenlik kameraları (bizdeki MOBESE gibi düşünün) görüntüleri oldukça gelişmiş bir yapay zekaya iletiyor. Yapay zeka da örüntü okuması yaparak muhtemel suç ve suçluları tespit ediyor ve kendi fedailerine bir kod ile bildiriyor. Fedai timi de suçlar işlenmeden önce suça engel olabiliyor. Dizi, yapay zeka ve görüntüleme tekniklerinin geleceği konusunda ufuk açan türden bir yapım. Bu diziyi izleyenlerin de aklının bir köşesinde “acaba gerçekten yapılabilir mi?” sorusu her zaman asılı kalacak.
Son dönemde gördüğümüz gelişmeler gösteriyor ki çok yaygın olmasa da bu tip sistemler ticari amaçla aktif olarak kullanılıyor. Teknolojiye talebi arttıran ilk sınıf pazarlamacılar. Zira pazarlamacıların ihtiyaç duyduğu tüketici alışkanlıklarına dair bilgiler daha önceleri olduğu kadar kolay elde edilemiyor. Teknolojinin hayatımızın her alanına olan müdahalesi insanlardaki gizlilik ve mahremiyet bilincini tetiklediğinden izne dayalı pazarlama faaliyetleri oldukça yetersiz kalıyor. Bu nedenle pazarlamacılar izne ihtiyaç duymaksızın tüketim alışkanlıklarımızı tespit edebilecekleri teknolojilere yatırım yapıyor.
Yüz tanıma sistemleri bu ihtiyacı karşılayacak en verimli sistemlerden biri olarak hayatımıza girmek üzere. Kişiselleştirilmiş reklam, tüketici tepki analizi ve hedefli pazarlama için kamera ile yapay zekaya entegre edilmiş reklam panoları son günlerin en önemli gündemlerinden biri olmaya başladı. İlk örnekler Avrupa’dan…
Oslo’da faaliyet gösteren Peppe’s Pizza’nın kullandığı dijital reklam panosu çöktü ve panoda beliren kodlar nedeniyle restoranın kullandığı sistem ortaya çıktı. Kodlara bakıldığında reklam panosundaki kamera ile reklama bakanların ilgi süreleri, ifadeleri, cinsiyetleri, yaş durumları tespit edilebildiği görülebiliyor. Kameraya yakalanan kişi gözlük takıyor olsa bile yapay zekanın sınıflandırmasından kurtulamıyor.
SMS, e-posta, telefon, arama motoru, sosyal medya derken artık bedenimiz, ifademiz ve davranışlarımız da pazarlamacıların büyük veri havuzunun bir parçası haline dönüşmek üzere. Rahatsız edici olduğu kesin, gizlilik sakızının en çok çiğnendiği dönemde yaşamamıza rağmen mahremiyetin ayaklar altına alınması da kocaman bir ironi olsa gerek.
Sosyal Medyada da Rahat Değiliz
Yüz tanıma sistemleri sosyal medyada da karşımıza çıkmaya başladı. FindFace adlı uygulama özellikle VK servisinde kullanılmak üzere tasarlanmış. Uygulama yüklediğiniz fotoğraftan, fotoğrafın sahibine ait profili tespit edebiliyor. Henüz %100 başarı oranına sahip olmasa da kullanan kişi sayısı arttığında ve algoritmaya yeni geliştirmeler eklendiğinde başarısının artacağına şüphe yok. Güncel başarı oranı ise %70.
FindFace.PRO ise NTechLab şirketine ait ve yetenekleri çok daha ürkütücü. Uygulama bir müşteri analiz yazılımı olarak sunulsa da alt satırlarda şehri güvenli hale getirmeyi de vaat ediyor. Zira uygulama %99 doğrulukta yüz tanımlama bilgisi sunabiliyor. Yüzünüzün aldığı ifadeye göre kızgın, gergin, sinirli, mutlu gibi ruh hallerinizi de tespit edebiliyor.
Facebook da yüz tanıma konusunda uzun zamandır çalışıyor. Çalışmanın sonucunu kendi hesaplarınızda da görebilirsiniz. Fotoğraf albümünüze bir resim eklediğinizde resimde bulunan kişilerin yüzlerini, Facebook kullanıcıları arasında tarayarak “bu resimde şu kişi var, etiketlensin mi?” şeklinde sormaktadır. Birkaç yıl önce bu yeteneğin neredeyse insan düzeyine ulaştığına dair haberler yayınlanmıştı, güncel durumun ne olduğunu tahmin etmek çok da güç olmasa gerek.
Benzer bir sistem olan Optic Nerve programının İngiliz istihbarat servisi GCHQ ve ABD merkezi istihbarat teşkilatı CIA tarafından da kullanıldığı biliyoruz. Sistem hakkındaki bilgiler sızdırıldığında, web kameralarından alınan görüntülerle teröristlerin yakalandığı belirtilerek savunulmuştu. Ayrıca Facebook üzerinden de işlem yapan gözetleme sistemi sayesinde aranan teröristlerden herhangi birinin resmi Facebook’a düştüğünde yapay zeka tarafından tespit edilerek istihbarat servislerine bilgi aktardığı, bu şekilde sivillerin hayatı tehlikeye atılmadan nokta operasyonlar yapılabildiği belirtilmişti. Program geride bıraktığımız yıllarda ifşa edilmiş olsa da bunun gibi onlarca programın aktif olarak işletildiğini aşağı yukarı herkes tahmin edecektir.
“Pazarlamacılar mı istihbaratçılar mı, sizce hangisi hakkımızda daha fazla şey biliyor?”
Google, Yahoo ve internetin büyük verisi üzerinde geliştirilen Muscular, Tempora, Marina, Xkeyscore gibi gözetleme programları NSA ve GCHQ tarafından kullanılmıştı. Person of Interest dizinde de olduğu gibi bu tip teknolojilerin potansiyelinde var olan gücün sadece ve sadece insanların yararına kullanılacağını düşünmek gerçekten sınır ötesi bir iyi niyet olacaktır.
Tüm bu gizlilik endişelerine karşın şirketten yapılan açıklama ise evlere şenlik: “Bireysel uzay uçuşları, sanal arttırılmış gerçeklik ve dijital ekonomi döneminde bilgi şeffaflığının 50 yıl öncesindeki gibi olmasını beklemek biraz garip kaçıyor. İnsanlar gizlilik konusundaki düşüncülerini yeniden gözden geçirmeliler.”
Bu kibar metnin anlamı; “isteseniz de istemeseniz de sizinle ilgili bilgileri toplayacağız ve sizi etkilemek için kullanacağız, elimizde bu kadar teknolojik imkan varken kusura bakmayın bunu yapmamamızı bizden bekleyemezsiniz, bununla mücadele etmek yerine buna alışsanız gerçekten kendiniz için iyi bir şey yapmış olursunuz.”
Hayaldi Gerçek Oluyor
Suriye’de yaşanan göçmen sorunu savaşın ilk yıllarında her ne kadar Avrupa tarafından ciddiye alınmasa da günden güne kıtayı huzursuz etmeye devam ediyor. Tarihinde görmediği kadar fazla terör eylemiyle karşı karşıya kalan AB ülkeleri soruna çözüm arama yolunda teknolojinin imkanlarını da seferber etmeye başladı. İngiltere ve Almanya suçluları ve olayları inceleyerek potansiyel tehditleri tespit etmesi umulan bir IT-Radar sistemi üzerinde çalışıyor. DW Türkçe’nin haberine; göre IT-Radar’a ilişkin çalışmalar Almanya’da 2015 yılında başlatılmış ve 2016 yılının eylül ayında tamamlanmıştı. Sistem bu yaz aylarında tüm Almanya çapında devreye girmiş olacak.
Devletlerin söylemlerinin bir görünen amacı bir de görünmeyen gerçek amacı bulunmaktadır. Yüz tanıma ve yapay zeka konusunda söylem her ne kadar toplum güvenliğinin sağlanması ve ülkeye yönelik tehditlerin erkenden önlenmesi, terörist saldırılardan sivillerin korunması olarak paylaşılsa da uygulamanın bununla sınırla kalmayacağına dair genel bir kanı oluşmuş durumda. Hukukçular başta olmak üzere programa toplumun farklı kesimlerinden tepkiler gelişmeye devam ediyor.
Güvenlik birimleri de uygulamayı topluma kabul ettirmek için tehdit algısını yüksek tutuyor, sürecin başarıya ulaşması yolunda ellerindeki sihirli kelimeyi bırakacak gibi görünmüyorlar: Homeland Security.
Kaynak:
- https://findface.pro/en/
- http://www.dw.com/tr/ter%C3%B6r-%C5%9F%C3%BCphelilerine-it-radar-sistemi/a-39198243
- http://gizmodo.com/facebooks-facial-recognition-approaching-human-level-pe-1546230867
- https://readwrite.com/2017/06/01/facial-recognition-tech-privacy-dl1/